8 Mayıs 2010 Cumartesi

Zıbın


Uzun zamandır yazmadım...ama hep istedim...fazla gevelemiyorum yazıveriyorum...


Nereden taktım bu mevzuya kafayı bilmiyorum, ama işte düşünüyorum. Etrafta renk renk, çeşit çeşit, tarz tarz giyinmiş insanları gördükten sonra, düşünmeden edemiyorum.
Giydiklerimiz, çok şey ifade ediyor, modern dünyada... ve belki de yüzyıllardır böyle, henüz ismini bile bilmediğimiz hatta hakkında en ufak bir bilgiye sahip olmadığımız, sokakta gözümüze ilişiveren bir kadın, bir erkek hakkında öyle yada böyle çokça bilgiye sahibiz giydikleri dolayısıyla..."din"ine karar veriyoruz bir anda bazen, çok emin oluyoruz ne kadar "varlıklı" olduğundan..."eski kafa"mı?, "son moda" mı? biliyoruz hemen...bazen beğeniyoruz birini sadece giydiklerinden...ama gerçekten anlatır mı giydikleri birini? gerçekten bu kadar çok şey anlatabilir mi? esvap dedikleri? Emin değilim...
o kadar çok ayrıştırıyoruz ki insanları böylece düşünüyorum insan yalnız başına mı seçiyor giydiklerini..gerçekten kendi istediği için mi öyle? şahsen çok da bilemiyorum, giydiklerime o kadar da kafa takmadığımdan belki, zaten bana bakan biri bugün başka, yarın başka bir şey düşünebilir, ruhum her an değişebilir...ama çok da önemsemem, her halde en çok da bu anlaşılır...bir de neye inandığım belki...ama ne kadar geçerli ki?
Bazen bir ayakkabı markası ne çok şey ifade eder...kırmızı bir elbise ne çok şey söyler...ama biz giyerken o kadar da çok şey düşünmedik ki... her şey birden oluverdi, anneniz siz çocukken size ne giydirdi? o düşünmüş müydü? Etiketlenmek için giyindiğimizi düşünüyorum bazen...etiket de istemiyorum işin aslı...
Bu noktada devreye "zıbın" giriyor. Düşünün yeni doğmuş bir bebek ilk ne giyer? diyorum cevap dünyanın herhangi bir yerinde doğan hemen her bebek doğduğunda ilk zıbın giyer. basit, beyaz, pamuklu kumaştan dikilmiş, yumuşacık, pahalısıyla ucuzu arasında pek de fark olmayan bir şey...nasıl da doğal...etiketsiz