onsekiz nisan ikibinonbir...
yeni bir yolda yürümeye başlayalı olmuş 4 koca ay, hani ben küçükken bana kocaman gelen bir hayal, çalışmak..."işim" dediğin bir yer, üstelik hayallerin ötesinde bir yer, bir "kütüphane" evet, işte tam 4 aydır ben bir kütüphanede çalışıyorum, 4 ay önce adım attığım bu kapı, bu başka boyut şimdi hayatımın merkezinde, her günün hikayesi burada geçiyor...aidiyet bile hissediyorum, ne çabuk...
soğuk ve sıcak günler, bitmek bilmeyen ve çabucak geçen saatler, zorluklar keyifler... hepsini yaşadım bu kısacık zamanda ve bekledim yazabilmek için tüm bunların gerçek olduğuna emin olmayı ve fakat şunu da anladım; belki en keyifsizi, ben büyümüşüm fena halde, ne demeli zaman akıp geçiyor, suya tutunmaya çalışan bir kuru dalım sanki, nereye sürüklerse orada açacağım gözümü.
şimdi geriye dönüp baktığımda, yarın ne yapacağım ben? şimdi ne olacak? ne yapmak istiyorum ben? bundan sonraki adım ne peki? diyen ben sanmıştım ki "bir şey yapınca" bitecek sorular, ferahlayacak içim, öyle değilmiş...
sorular da, sorunlar da bendeymiş...içimdeki sorular bitmez, büyürmüş...
yeni sorulara yeni cevaplarla görüşmek üzere:)