Kendi kendimi attığım küçük bir maceranın dönüş yolunda, kendimi yollara vermişken,
zihnimi boşaltmak için topuklu ayakkabılara rağmen sersem sersem saatlerce yürürken bir an geldi, keyfim yerindeydi ya manzara hoş göründü gözüme o daracık dik yolda, eski ve güzel binaların arasından deniz görünüyordu
anı yakalamak istedim,
yıllarca direndiğim akıllı telefon dünyasında henüz yerini almış bir acemi, çıkardım telefonu gördüğümü kaydetmek istedim,
ve işte o an anladım;
gördüğümü göstermem mümkün olmayacaktı,
pek teknolojik telefon
ya binalara ya denize odaklanıyordu, önceliğini seç diyordu bana; Hangisi daha güzel?
Oysa ben aslında tümünün istiyordum, hem denizin mavisini, hem binanın yorgunluğunu...
Bir kez daha anladım, önceliklerden ibaret hayat.
Bilemezsen önceliklerini, o an yalnız senin hafızanda silik kalacaktır, karar veremezsen neye odaklanacağına resmin olamayacaktır...
Anlatacak hikayen, yazacak tezin, yapacak resmin, çekilecek fotoğrafın hepsi önceliklere ilişkin...
Senin gördüğün değil göstermek istediğin.