7 Ağustos 2013 Çarşamba

ait

Hiç ait olmadığın bir yerdesin, alıştın, belki sevdin ama oralı değilsin. Göçmen ruhun sersem bir sevme halinde ama aidiyet yok içinde. Sonra bir cadde hayatında hiç görmediğin bir yoldan ellibeş gündür aksatmadan geçiyorsun, tanımadığın bir yere alıştı adımların, evin gibi biliyorsun yolu... Evin değil. Sonra o yolda bir an geliyor, elinde telefon nasihat dinlerken derin bir an. Gelmiyor be taksi, bitmiyor be konuşma. İçinde bir şey düğümleniyor, doluyor gözlerin, dönüyor başın, tutunacak yer yok ve taksiler dolu ve beynin bulanık, yine konuşuruz diyorsun ama istemiyorsun konuşmak. İstemiyorsun artık sana söylendiği gibi "düşünmek" ne oluyor düşününce, bağırmak istiyorsun neden düşünecek mişim? Ne olacak düşününce? Şunu bir düşün, bunu bir tart... Ölç, biç... Bıkıyorsun hayattan, bildiğin, ama senin olmayan o yolda birkaç damla yaş akıtıyorsunuz içine... Daralan nefesinle... buluyorsun bir vasıta, seni daha fazla kafa karışıklığına ve üzüntüye götürecek... Gidiyorsun hüzne, usulca...

Hiç yorum yok: