17 Aralık 2012 Pazartesi

Cenaze Aracı Etkisi


Her gün derse giderken cenaze arabası görüyorum, ama istisnasız her sabah. Zira öğrencisi olduğum enstitü hemen mezarlığın yanı başında-İstanbul'un kadim ve meşhur mezarlıklarından biri-şikâyetçi değilim. Önceleri farketmiyordum cenaze araçlarını, farketsem de üzerinde durmuyordum. Hayatın sıradan bir parçasıydı sanki ama şimdi bir metafora dönüştü zihnimde. Her gün görüyorsam onları ve tuhaf bir biçimde dikkat ediyorsam hangisi dolu hangisi boş, madem durum böyle faydalanmalıyım bundan dedim kendimce, her gün derse gitmeden önce ölümle yüzleşiyorum önce. Ölüm... Bütün bu çalışmaların, didinmelerin sonu sade ve sadece ölüm. Sonrası gerçek hayat! Bugünkü kısa ve yalan, asıl hayat o aracın gittiği yerde, o yeşil örtünün altında gerçekler. İşte bu halet-i ruhiye ile başlıyorum güne, bazen iyi bir etki bazen kötü. Kimi gün aklımı başıma getiriyor cenaze arabaları, kimi gün fazla sarsıyor… ama varlar işe, mezarlıklar, salalar, cenaze arabaları… varlar, ölüm gibi ölüm kadar gerçekler. İçinde olduğumuz şu hayatın geçiciliğini, gerçekliğini anlatırcasına her gün daha gerçek ve daha yakın.

Hiç yorum yok: